Evcil Papağan Bakımı Nasıl Olmalı?
Evcil papağan bakımı, yeni bir papağan sahipleneceklerin bilmeleri gereken bir konudur. Kedilerden ve köpeklerden sonra hayvanseverler tarafından en çok tercih edilen hayvanlardan biri de kuşlardır. Kuş ırkları arasında zekâları ve rengarenk tüyleri ile papağanlar öne çıkmaktadır. Papağanların kendi içerisinde bile pek çok türü vardır. Bu türlerin özellikleri kendi aralarında değişiklik gösterir. Bu nedenle papağan beslemek isteyen kişilerin kendilerine en uygun olan papağanı seçmesi için araştırma yapması gerekir. Ayrıca evcil papağan bakımı nasıl olmalı bilmek gerekir.
Evcil Papağan Bakımı
İçindekiler
Papağan bakımında dikkat edilmesi gerekenler şu şekildedir:
1. Kafes Seçimi
Papağan beslemek için dikkat edilmesi gereken ilk şey uygun kafes seçimidir. Doğal yaşamından ve geniş gökyüzünden koparılan papağanların yeni yuvası kafesler olur. Yeni yuvalarında mutsuz olmamaları ve daha rahat etmeleri için kafes seçimine özen gösterilmelidir. Papağanların dörtgen kafeslerde daha rahat ettikleri bilindiği için bu şekilde ve papağanın boyutuna göre bir kafes seçilmelidir. Her boyut için yaşayabilecekleri minimum boylara sahip kafesler vardır. Ancak ne kadar geniş ise o kadar rahat edeceklerini unutmamak gerekir. Güçlü gagalara sahip olan papağanların kafesinin malzemesi de dayanıklı olmalıdır.
2. Evcil Papağan Bakımı: Kafes Oyuncağı
Papağanların gününün çoğu kafes içerisinde geçer. Bu nedenle daha eğlenceli vakit geçirebilmeleri için kafes oyuncakları almak gerekir. Bu oyuncaklara papağanların büyük ilgisi vardır ve oyuncaklar ile oynamayı çok severler. Ancak papağanlar için hijyen de oldukça önemlidir. Bu yüzden zaman zaman bu oyuncakların temizlenmesi gerekir. Zeki ve meraklı olan papağanlar, nesneleri aramayı çok severler. Oyuncakları farklı yere konulduğunda arayıp bulmak onlar için başka bir eğlence türüdür.
3. Kafesin Konumu
Doğal yaşam alanlarında sürüler halinde yaşayan papağanlar çok sosyal canlılardır ve iletişim kurmayı çok severler. Bu nedenle kafeslerinin konumu uzak ve ücra bir köşede olmamalıdır. İnsanlar ile iletişim kurabilecekleri yerler daha uygundur. Yalnız bırakılan papağanlarda kaygı ve depresyon görülebilir. Ayrıca kafesin bulunduğu ortamın sıcaklığına da dikkat edilmelidir. Papağanlar için en uygun sıcaklıklar 18-29 derece arasındadır. Çok yüksek veya çok düşük sıcaklıklar papağanlar için büyük risk oluşturabilir.
4. Evcil Papağan Bakımı: Papağanın Kafese Karşı Tutumu
Papağanlar eve ilk geldiklerinde taşıyıcıdan alıp kafeslerine yerleştirilmeleri gerekir. Bu aşamada papağının tepkisini gözlemlemek ve dikkatli ilerlemek önem arz eder. Kuş agresif değilse ve daha önce eğitim almışsa bu süreç daha kolay olur. Bu durumda ayağının önüne el veya kol uzatılır ve komut verilerek atlaması sağlanır. Bu şekilde kafesine yerleştirilebilir.
Eğer agresif davranışlar sergiliyorsa daha dikkatli olmak gerekir. Bu durumda papağan boynunun altından nefes almasına engel olmayacak şekilde yakalanmalı ve kafese bırakılmalıdır. Bunu yaparken papağanın kaçmaması için dikkatli olunmalıdır. Papağanı kafese yerleştirdikten sonra yeni evini tanıması, kabullenmesi ve sakinleşmesi için ona zaman verilmelidir. Bu süreçte su ve yem ihtiyacını özenle karşılamaya devam etmek gerekir. İlk başlarda çok fazla gıda tüketmeyebilirler. Ancak zamanla alışıp normale döneceklerdir.
5. Evcil Papağan Bakımı: Papağanın Beslenmesi
Papağanlar da insanlar gibi çeşitli gıdaları tüketebilirler. Bu nedenle sürekli sabit bir yem ile beslenmeleri doğru değildir. Papağanlar, taze meyveleri ve sebzeleri tüketebilirler. Bu yüzden güzelce temizlendikten sonra papağanlara meyve ve sebzeler verilebilir. Ancak taze meyve ve sebze ile beslerken aşırıya kaçılmamalıdır. Çok fazla şeker bulunduran bu besinlerin fazlası papağanlara zarar verir.
Bazı papağan türleri kuruyemiş yemeyi çok severler. Dolayısıyla badem, fındık ve fıstık gibi kuruyemişler de aşırıya kaçılmadan verilebilir. Bunlar dışında papağanlara kesinlikle verilmemesi gereken bazı besinler de vardır. Bu besinlerden avokado ve soğan, papağanlar için çok zehirli ve öldürücü besinlerdir. Ayrıca tatlı ve tuzlu atıştırmalıklar, kafein, alkol, bal ve yağlı gıdalar da verilememelidir. Fasulye tanesi, ravent yaprağı, dereotu, lahana, kuşkonmaz ve patlıcan gibi bitkiler de papağanların tüketimine uygun değildir.
Evcil papağan bakımı hakkında bu bilgiler de önemli: Papağanların sağlıklı büyümeleri için yeteri kadar besin tüketmeleri gerekir. Bu sebeple papağanın boyutuna göre uygun miktarda gıda ve su verilmelidir. Papağanların içtikleri su ile yıkandıkları su aynıdır. Su kabının boyutu, papağanın boyutu için uygun olmalıdır.
Fazla su tüketmeyen papağanların su kabının içine çeşitli vitamin takviyeleri konulması bakteri oluşuma sebep olacağı için vitamin takviyesi konulmamalıdır. Yapışmaz özelliğe sahip mutfak eşyalarında bulunan kimyasallar papağanlara karşı öldürücü olabilir. Bu nedenle papağanların bulunduğu ortamda veya yakın oldukları ortamda bu özelliklere sahip malzemeler kullanılmamalıdır. Ayrıca papağan besleyen kişilerin evde sigara içmemesi gerekir.
6. Papağanın Sağlığı
Evcil papağan bakımı söz konusu olduğunda en önemli noktalardan biri de sağlık olur. Temizlik ve hijyene çok önem veren canlılar olan papağanların yaşam alanlarının onların sağlığı üzerinde büyük bir etkisi bulunur. Papağanların kafeslerinin temizliğine özen gösterilmelidir. Kirlenmesi durumunda mutlaka aynı gün temizlenmelidir.
Kafesin altı ise 2 günde bir temizlenmelidir. Papağanların bakteri kaynaklı enfeksiyonlara karşı hassas olduğunu bilmek gerekir. Bu nedenle mama ve su kapları her gün düzenli olarak değiştirilmelidir. Verilen yemekleri tüketmesi için sonraki güne bırakmamak gerekir. Kafesin tamamı her hafta papağanlar için olan ve onlara zarar vermeyen özel dezenfektanlar ile temizlenmelidir.
Genel olarak uzun bir ömre sahip olan papağanların düzenli olarak sağlık kontrollerine götürülmesi gerekir. Papağanlar konusunda bilgili veteriner hekimlerden destek almak daha faydalı olacaktır. Sağlıklı olan papağanlar genel olarak hareketli ve meraklı olurlar. Hasta olan papağalar da ise bazı belirgin belirtiler ortaya çıkar.
Normale göre sessiz, uyuşuk ve yorgun durmak bu belirtilerden biridir. Papağanın tüylerine zarar vermesi ve tüylerinin dökülmesi, gözde şişlik ve kızarıklık, iştah kaybı ve kilo verme, idrar ve dışkı görünüşünde değişiklik, yüzde benekler çıkması, nefes darlığı ve gagada şekil bozukluğu olması hastalık belirtilerinden bazılarıdır.
7. Evcil Papağan Bakımı: Papağan Eğitimi
İlk başlarda papağının yeni sahibine alışması için ona temkinli ve sessiz bir şekilde yaklaşmak gerekir. Tepkileri izlenerek kafesine doğru yavaş yavaş ilerlenmelidir. Bu zaman alacak bir süreç olduğu için papağana zaman tanınmalıdır. Eğitim zamanlarında normal öğününe dahil edilmeyen bazı gıdalar ile sevdiği besinleri öğrenmek lazımdır.
Eğitimin ilk seviyesi, papağanın bu ödül mamasını tüketmesidir. Sahibinin avucundan beslenmeye alışınca tıklayıcı ile ses çıkararak ödül zamanları ile bunu özdeşleştirmek şarttır. Sonra bir çubuk ile yönlendirme yapılarak ödül alması için ne yapacağı gösterilir. Bu aşamadan sonra sahibinin eline veya bir çubuğa tırmanarak kafesten çıkarılması mümkün olur. Bu eğitimler çok uzun sürmemelidir. Ortalama olarak 15 dakikalık iki seans yeterli olacaktır.
Papağanın sahibinin dokunmasına ve okşaması için yavaş yavaş sevmeye alıştırılması gerekir. Bunun için papağanın tepkileri izlenerek ilerlenmelidir. Huysuz ve saldırgan davranışlar sergiliyorsa geri adım atılmalı ve sonra tekrar denenmelidir.
Papağanları diğer kuşlardan ayıran en büyük özellikleri taklit ve konuşabilme yetenekleridir. İyi bir eğitimle papağanlar pek çok kelime öğrenebilir. Bu sebeple sık sık papağanlar ile iletişim kurulması gerekir. Nesnelere ve besinlere dair adlandırmalar yapılarak tanıması sağlanmalıdır.
Eylemler ile sözler ilişkilendirilerek gösterilmelidir. Papağanlar, her türlü sesi ve konuşmayı dinlemekten hoşlanırlar. Bu sesleri taklit etmek onların birincil doğalarıdır. Yanlarında konuşurken öğrenmesinin istenmediği kelimeler kullanılmamalıdır. Sosyal canlılar olan papağanlar ile konuşmaların onların daha iyi hissetmelerini sağladığı da unutulmamalıdır.